Pratik Bilgi Deposu


Proje Secmenin Puf Noktaları / Ev Alma Klavuzu




Ev alacağınız lokasyonu belirlediniz. Ama hangi projeden alacağınıza karar veremiyorsunuz? Hem içinde huzurlu ve mutlu yaşamak hem de gelecekte iyi prim yapacak bir siteden ev almak sanıldığı kadar kolay değil. Ama, o kadar da zor değil. Tabii işin püf noktalarını bilirseniz...

Ev almak, hayatınızda vereceğiniz en zor kararlardan biridir. Sonuçta hem geleceğinize yatırım yapıyorsunuzdur hem de huzurla yaşayabileceğiniz bir mekanı yaratıyorsunuzdur.

Pek çok noktada doğru kararlar verebilirsiniz. Zaten, size son birkaç haftadır tam da doğru karar vermenin ipuçlarını veriyoruz. Ama bir noktada yanılmak bütün doğru kararlarınızı alt üst edebilir. İşte bunlardan biri de hangi lokasyonda yaşayacağınızın kararını verdikten sonra hangi site sorusunun cevabını verebilmekte. İşte yanılma payınızı yok edecek 11 yöntem. Harfiyen uygulayın hem geleceğiniz için doğru bir yatırım yapın hem de huzurla bir evde oturmanın keyfine varın.

1)YATAY BİNALARDAN MI HOŞLANIYORSUNUZ, YOKSA DİKEYLERDEN Mİ?
Siteyi seçerken, vermeniz gereken en önemli kararlardan biri de hoşlandığınız bina tipidir. İşte bu yüzden `yatay ve dikey bina` kavramları çok büyük önem taşır. Kuşkusuz, önceden de vardılar. Ama, artık projeler pazarlanırken, bu kavramların altı daha inceden inceye çizilmeye başladı.

İşte bu yüzden hoşlandığınız bina tipinin ne olduğuna, yani yatay binalarda mı yoksa dikey binalarda mı yaşamak istediğinize karar vermelisiniz.

KILAVUZ: Yatay binalarda mesafeler birbirine daha yakın olur. Dikeylerde ise binalar arası mesafe fazladır. Yüksek katlı binalarda yaşamak istiyorsanız dikey pojeleri tercih edin. Aslında dikeyler, daha çok bekar ve yalnız yaşayanlar için idealdir. Yatay binalar ise daha çok çocuklu ailelere yöneliktir.

2) NASIL BİR KONSEPTTEN YANA OLDUĞUNUZA KARAR VERİN

Her projenin bir konsepti vardır. Bu konsept mimar ve geliştiren şirket tarafından belirlenir. Bazı projelerin konsepti kadınsıdır bazılarınınki ise erkeksi. Kadınsılar,yeşil ve sosyal donatıların çok olduğu özelliklerine sahiptir. Erkeksiler ise tam tersi hem de yapı olarak daha sert hatlara sahiptir.

KILAVUZ: Kadınsı konseptli projelerin her zaman daha kolay satılabileceğini unutmayın. Doğal olarak kiralamada da daha fazla talep görürler. Eğer, konsept bir de sürdürülebilir ise aidatları da etkiler. Çoğu zaman proje kadınsılaştıkça aidatı yükselir. Küçük bir uyarı: Fazla dişi projelerde neredeyse kira kadar aidat ödeme olasılığınız var.

3) BİNALARIN ARASINDAKİ MESAFEYİ GÖZDEN KAÇIRMAYIN

Çok yoğun projeler vardır. Bir de yoğunluğun mümkün olduğunca düşürüldüğü projeler... Binaların arasındaki mesafenin 10 metre olması yoğunluğun azaldığını gösterir. Eğer bunun altındaysa proje yoğundur.

KILAVUZ: Bir projede binalar arasındaki mesafenin mümkün olduğunca fazla olması, makbul kabul edilir. Bunun projeye değer kattığı gibi psikolojinize de iyi geleceğini unutmayın. Mesafe arttıkça ferahlık artar. Güneşten faydalanma oranı da aynı şekilde yükselir.

4) EMSAL SORACAĞINIZ ALTIN SORULARDAN BİRİDİR
Emsal, ev alacağınız projedeki toplam arsa alanı ile arazi arasındaki orandır. 

KILAVUZ: Burada önemli olan nokta inşaat alanının ne kadarının satılabilir olduğudur. Ne kadar düşük emsalli olursa o kadar ferah ve rahat bir alanda yaşayacağınızı ve dahası primi giderek artacak bir projede ikamet edeceğinizi aklınızdan çıkarmayın

5) AİDAT DEYİP GEÇECEK VAKİT ÇOKTAN GEÇTİ

Aidatların ne olduğunu bilmeyenimiz yok. Ve kimi sitelerde neredeyse kira bedellerine yaklaştığını. İşte bu noktada dikkat etmeniz gereken bazı altın kurallar var...

KILAVUZ: Ev satın alacağınız siteler arasındaki aidatları mutlaka karşılaştırın. Ödediğiniz aidatlar karşılığında aldığınız hizmetler ne? Aldığınız hizmetlerin hangisi sizin için önemli? Özellikle yatırım açısından aldığınız evlerde evin boş kalma faktörünü de gözönüne alın. Ev boş kaldığında da aidatları ödeyeceğinizi unutmayın.

6)PROJE ÇOK CAZİP OLABİLİR AMA YA ULAŞIM?
Diyelim ki pek çok açıdan projeyi ve dolayısıyla siteyi çok beğendiniz. Ama, bugüne kadar konut satın alan birçok üzerinden kanıtlanan bir saptama var: Ulaşım sorunu evinizle bağınızı bile koparabilir. Merkezi bir yerde olmayabilir. Artık pek çok proje de böyle zaten. Ama şu kuralları uygularsanız; yaşamınızı zor bir rotaya yöneltmezsiniz:

KILAVUZ: Sitenin ana arterlere erişimi nasıl? TEM, E-5 veya bulunduğunuz noktaya göre Sahil Yolu`na erişme olanakları nasıl? `Nasıl olsa kendi aracım var, bana ana arterler yeter` demeyin. Sitenin toplu taşıma imkanlarından ne kadar faydalandığını da mutlaka araştırın. Siz toplu taşıma araçlarını kullanmasanız da bir sitenin toplu taşıma araçlarından faydalanması değerini artırır.

7)KAPALI OTOPARK OLMAZSA OLMAZ

Eskiden sadece otopark yeterliydi. Ama, şimdi öyle değil. Yanıtlanması gereken pek çok soru var...

KILAVUZ: Kapalı otopark her geçen yıl daha önemli hale gelecek. Ev alacağınız sitedeki toplam ev sayısı mı fazla, açık ve kapalı otopark sayısı mı? Sitedekiler otomobillerini site dışına park etmek mecburiyetinde kalıyor mu? Kalacak mı? Ayrıca otoparkın genişliği ne kadar Volvo S80 veya Audi A8 sığıyor mu? Yoksa Palio veya Peugeot 107`ler için mi yapılmış?

8) BÜTÜN ZAMANLARIN DEĞİŞMEZ KURALI: KALİTE

İnşaat kalitesi dün de önemliydi, bugün de... Ama, özellikle 17 Ağustos 1999`dan sonra pek çok şeyin değişmek zorunda kaldığını hepimiz biliyoruz. Ama, değişmeyenleri fark etmeniz de soracağınız doğru sorularla mümkün...

KILAVUZ: İnşaat kalitesi kendi içinde işçilik ve malzeme diye ikiye ayrılır. İnşaatta kullanılan malzemeler iyi mi? İşçilik kaliteli mi?

9) MANZARA HEM İÇİNİZİ AÇAR, HEM GELECEĞİNİZİ

Manzarası güzel bir evde oturmak kuşkusuz herkesin rüyasıdır. Deniz, orman ya da göl manzarası. Ama iyi bir manzara hem psikolojinize iyi gelir hem de geleceğinize...

KILAVUZ: İyi manzaralı siteler her zaman prim yapar. Değer kazanır. İşte bu yüzden siteniz güzel bir manzaraya sahip olsun. Ama, sizin satın alacağınız konut, mümkünse en iyisi olsun.

10)YEŞİL ALANI BOL MU? YA ÇOCUKLAR İÇİN NE DÜŞÜNÜLMÜŞ?

Bir sitenin gelecekte ne kadar değerleneceğini de sizin içinde otururken huzur içinde olmanızı sağlayan en önemli etkenlerden biridir yeşil alan. Tıpkı çocuklara ayrılan alanlar gibi…

KILAVUZ: Kişi başına düşen yeşil alanın ne kadar olduğunu ya da yeşil alan toplamının ne olduğunu mutlaka öğrenin. Buradaki altın oran kişi başına 10 metrekaredir. Çocuklarınız için soracağınız soru ise sitede tahminen kaç çocuk bulunacağı ve bunlara düşecek parkların yeterli olup olmadığıdır. 

11) GERÇEKTEN GÜVENDE OLACAK MISINIZ?
24 saat güvenlik artık bütün projelerin dip notu olarak görmeye alıştığımız bir cümle. Ama, ana sorularınız bunlarla sınırlı kalmamalı. İşte tam da bu yüzden şu soruların cevabını mutlaka alın.

KILAVUZ: Sitenin güvenliği nasıl sağlanacak? Alternatif önlemler neler? Kurulacak koruma sistemi sizi ikna ediyor mu?

12)YAŞAMA NE KADAR YAKIN DURUYOR?

En başta alışveriş merkezlerini sormalısınız, sonra diğer sosyal donatıları...

KILAVUZ:
 Sitenin alışveriş olanağı nasıl? En yakın avm`ler, market, akaryakıt istasyonu, banka şubesi veya hastane gibi sosyal ve kamusal donatılar nerede? Çarşıya pazara ne kadar yakın?




Ne Kadar Maaş ile Hangi Evi Almalı?
23.02.2012



”Ev sahibi olma hayali’ni gerçekleştirmek için birikimin üstüne bir de kredi kullanmak gerekiyor ama kredi alırken aylık gelire dikkat!
Yıllardır ev hayali kuran ve yaptığı birikimler ile ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar birikimlerinin üzerine bankadan çektikleri kredileri de koyup hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Ancak ev alırken belli bir kısmını birikimleri ile belli bir kısmını ise kredi ile tamamlamayı düşünen vatandaşlar bütçelerine göre hareket etmeliler yoksa aksi takdirde çok ciddi sıkıntıların içine girebilirler.
Tüketiciler, kredi kullanmadan önce ilk aşamada net gelirinin ne olduğunu tam olarak belirleyerek yola çıkmalılar. Aylık gelir hesaba katılmadan plansız ve hesapsızca alınan krediler ve taksitler sabit gider kalemi olarak net geliri de azaltığı için aile içi sorunların yaşanmasına yol açıyor. Bu tarz sorunların yaşanmaması için aylık net gelire endeksli riskleri almak gerekiyor.
Bankalar aylık net geliri hesaplarken gider olarak kredi kartı ödemelerini, tüketici ve ihtiyaç kredileri gibi diğer ödemeleri de hesaba katıyor. Çünkü tüketicinin bu krediler için ödediği rakamlar konut kredisine olan ödeme gücünü de azaltıyor. Ödeme gücüne göre tüketicinin, alacağı kredi miktarına ve vadeye karar vermesi dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Alınan kredi taksitlerinin ödenmemesi durumunda bankaya, “konuta el koyma ve konutu satışa çıkarma hakkı” veriliyor. Ancak evin satışa çıkması, bu süreçte kaybedilen zaman ve para, evin değerinden satılamaması banka için birer risk faktörü olduğu için bankalar bu riski almak istemiyor. O yüzden bankalar kredi planını müşterisine uygun yapmak için ince eleyip sık dokuyor.
Aylık gelire göre ne kadar kredi alınabilir?
Bu konuda uzmanların ve bankaların  iki farklı görüşü bulunuyor

• Uzmanların görüşü, aylık taksitlerin aylık net gelirin üçte birini aşmaması yönünde iken
• Bankaların uyguladığı yöntem ise, alınacak kredi miktarının aylık taksitlerinin, aylık net gelirin %40-50’sini aşmaması şeklinde oluyor.
Bir örnekle açıklamak gerekirse aylık 650 TL maaş alan bir kişinin, başka kredi borcu da olmadığı düşünülürse, aylık konut kredisi taksitinin 325 TL’yi aşmaması gerekiyor. Kalan 325 TL ise kişinin yaşaması için gerekli olan miktar olarak düşünülüyor.
Aylık 325 TL kredi ödemesiyle alınacak evin değeri ne olabilir?
Aylık beyan edilebilen gelirin 650 TL olduğu bir durum için öncelikle aylık 325 TL ödemeyle ne kadar kredi alınabilir sorusunun cevabını araştıralım.
Bankalar, evin ekspertiz değerinin %75’ine kadar kredi veriyor. Kalan  %25’lik kısmı ise müşteri kendi imkanlarıyla (nakit olarak veya yakınlarından borç alarak) karşılamak zorunda. Bu durumda 325 TL aylık kredi ödemesiyle, günümüz faiz oranları göz önüne alınarak, on yıllık kredi kullanıldığında tüketici ancak 23 bin 800 lira kredi kullanabiliyor. Tüketici bankadan aldığı kredinin üzerine yılların birikimini de koyarak bu birikimin miktarına göre farklı alternatiflerde konut satın alabiliyor. Birikimi 40 ile 60 bin TL olan,  650 TL maaşlı bir vatandaşın alabileceği evin fiyatı çekeceği kredi ile de birleştirildiğinde 65 bin TL ile 80 bin TL arasında değişiklik gösteriyor.

Örneği tablo olarak göstermek gerekirse  650 TL maaşlı kişinin alabileceği kredi:
Aylık gelir TLAylık kredi taksiti TLVade (ay)Aylık faiz (%)*Verilecek peşinat TLNe kadar kredi alınabilir TLAlınabilecek evin değeri TLÖdenecek toplam faiz TL
6503251200.9040 bin TL23.80065 bin TL15.219
6503252401.1460 bin TL26.60080 bin TL51.307
Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail?id=57812




”Ev sahibi olma hayali’ni gerçekleştirmek için birikimin üstüne bir de kredi kullanmak gerekiyor ama kredi alırken aylık gelire dikkat!
Yıllardır ev hayali kuran ve yaptığı birikimler ile ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar birikimlerinin üzerine bankadan çektikleri kredileri de koyup hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Ancak ev alırken belli bir kısmını birikimleri ile belli bir kısmını ise kredi ile tamamlamayı düşünen vatandaşlar bütçelerine göre hareket etmeliler yoksa aksi takdirde çok ciddi sıkıntıların içine girebilirler.
Tüketiciler, kredi kullanmadan önce ilk aşamada net gelirinin ne olduğunu tam olarak belirleyerek yola çıkmalılar. Aylık gelir hesaba katılmadan plansız ve hesapsızca alınan krediler ve taksitler sabit gider kalemi olarak net geliri de azaltığı için aile içi sorunların yaşanmasına yol açıyor. Bu tarz sorunların yaşanmaması için aylık net gelire endeksli riskleri almak gerekiyor.
Bankalar aylık net geliri hesaplarken gider olarak kredi kartı ödemelerini, tüketici ve ihtiyaç kredileri gibi diğer ödemeleri de hesaba katıyor. Çünkü tüketicinin bu krediler için ödediği rakamlar konut kredisine olan ödeme gücünü de azaltıyor. Ödeme gücüne göre tüketicinin, alacağı kredi miktarına ve vadeye karar vermesi dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Alınan kredi taksitlerinin ödenmemesi durumunda bankaya, “konuta el koyma ve konutu satışa çıkarma hakkı” veriliyor. Ancak evin satışa çıkması, bu süreçte kaybedilen zaman ve para, evin değerinden satılamaması banka için birer risk faktörü olduğu için bankalar bu riski almak istemiyor. O yüzden bankalar kredi planını müşterisine uygun yapmak için ince eleyip sık dokuyor.
Aylık gelire göre ne kadar kredi alınabilir?
Bu konuda uzmanların ve bankaların  iki farklı görüşü bulunuyor

• Uzmanların görüşü, aylık taksitlerin aylık net gelirin üçte birini aşmaması yönünde iken
• Bankaların uyguladığı yöntem ise, alınacak kredi miktarının aylık taksitlerinin, aylık net gelirin %40-50’sini aşmaması şeklinde oluyor.
Bir örnekle açıklamak gerekirse aylık 650 TL maaş alan bir kişinin, başka kredi borcu da olmadığı düşünülürse, aylık konut kredisi taksitinin 325 TL’yi aşmaması gerekiyor. Kalan 325 TL ise kişinin yaşaması için gerekli olan miktar olarak düşünülüyor.
Aylık 325 TL kredi ödemesiyle alınacak evin değeri ne olabilir?
Aylık beyan edilebilen gelirin 650 TL olduğu bir durum için öncelikle aylık 325 TL ödemeyle ne kadar kredi alınabilir sorusunun cevabını araştıralım.
Bankalar, evin ekspertiz değerinin %75’ine kadar kredi veriyor. Kalan  %25’lik kısmı ise müşteri kendi imkanlarıyla (nakit olarak veya yakınlarından borç alarak) karşılamak zorunda. Bu durumda 325 TL aylık kredi ödemesiyle, günümüz faiz oranları göz önüne alınarak, on yıllık kredi kullanıldığında tüketici ancak 23 bin 800 lira kredi kullanabiliyor. Tüketici bankadan aldığı kredinin üzerine yılların birikimini de koyarak bu birikimin miktarına göre farklı alternatiflerde konut satın alabiliyor. Birikimi 40 ile 60 bin TL olan,  650 TL maaşlı bir vatandaşın alabileceği evin fiyatı çekeceği kredi ile de birleştirildiğinde 65 bin TL ile 80 bin TL arasında değişiklik gösteriyor.

Örneği tablo olarak göstermek gerekirse  650 TL maaşlı kişinin alabileceği kredi:
Aylık gelir TLAylık kredi taksiti TLVade (ay)Aylık faiz (%)*Verilecek peşinat TLNe kadar kredi alınabilir TLAlınabilecek evin değeri TLÖdenecek toplam faiz TL
6503251200.9040 bin TL23.80065 bin TL15.219
6503252401.1460 bin TL26.60080 bin TL51.307
Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail?id=57812



Gayrimenkulü Sattıktan Sonra Ne Yapmalı
23.02.2012


Gayrimenkulunu satanlar, ileride, sattıkları gayrimenkule ilişkin emlak vergisine yönelik bir takiple karşılaşabilirler
1-Satışla İlgili Dilekçe Verilmesi Yasa ya da ilgili tebliğlerde belirtilmemekle birlikte, gayrimenkulunu satanların ileride takiple karşılaşmamaları için, gayrimenkulun satışını yaptıktan hemen sonra, ilgili belediyeye, satış bilgilerini içeren bir dilekçe ile durumu bildirmelerinde yarar vardır.
Aksi halde, gayrimenkulun satıldığına ilişkin bilginin, belediyedeki emlak vergisi dosyasında yer almaması nedeniyle, satan mükelleften belediyece sonraki yıllann emlak vergisi istenilmeye devam edilebilir.
Gerçi mükellef, gayrimenkulunu sattığını kanıtlamak suretiyle, istenen vergileri ödemekten kurtulabilir ama buna meydan vermeden, gayrimenkullerini sattıklarında, aşağıdaki gibi bir dilekçe vermelerinde yarar vardır.
2- Satılan Gayrimenkulun Emlak Vergisi Borcu Emlak Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, emlak vergisinin konusuna giren gayrimenkullerin, devir ve ferağından (satıl-masından) önce vergi ilişiğinin (emlak vergisinin ödenmiş olup olmadığının) aranılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Yani, vergi borcu yoktur kağıdı ilgili daireler tarafından aranılmamaktadır. Buna göre, satılan bina ve arazinin, satıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş emlak vergisinden, alıcı ve satıcı müteselsilen (zincirleme) sorumludur. Yani, yeni alınan gayrimenkulun, birikmiş emlak vergisi borcu yeni sahipten gecikme zammı ile alınabilmektedir. Satın alan kişi, ödediği geçmiş yıllara ait emlak ver-gilerini daha önceki sahibine rücu edebilir. Başka bir anlatımla, önceki sahibinden ödediği cezalı vergiyi isteyebilmektedir.
Konuya ilişkin Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu Kararının özeti aşağıdaki gibidir:
“Taşınmazın devir ve ferağı halinde devralan devredenle birlikte geçmiş yıl emlak vergisi ve cezalarından sorumludur.” (Dn. VDDGK’nın, 01.12.2000 tarih ve E. 2000/201, K. 2000/426 sayılı Karan, Danıştay Dergisi, Sayı: 105, Ankara, 2003, s. 110-112)
Bu konuda Danıştay Dokuzuncu Dairesi de; eski sahibi tarafından ödenmeyen emlak vergisinin, gayrimenkulu satın alan kişiden faiziyle birlikte istenebileceği yönünde karar vermiştir. (Dn. 9. D.’nin, 23.09.1997 tarih ve E. 1996/5438, K. 1997/2746 sayılı Kararı, Şükrü KIZILOT, “Yeni Alınan Eve, Eski Vergi Borcu Sürprizi!..”, Hürriyet, ‘Mali Yaklaşım Köşesi’, 28.05.2002)
Satışın yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara ait ödenmemiş emlak vergisinin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleri mevcut mevzuat çerçevesinde belediyeler tarafından yapılmaktadır. Tapu daireleri alım-satım işlemini, işlemin yapıldığı ayı izleyen ayın 15. günü akşamına kadar ilgili belediyelere büdirmekle yükümlülerdir.
Kaynak: http://www.1insaat.com/tribe/textdetail?id=57393



Dekorasyonda Unutulmaması Gereken 30 Nokta
23.02.2012





Dekorasyonda Unutulmayacaklar..
Hayatımızı daha güzel şeyler ile paylaşmayı hak ediyoruz. İlk adımı atmak için bir kaç şeyi hatırlamak bizi mutluluğa daha çabuk yakınlaştırabilir.
1. Ne istediğinizi iyi bilmelisiniz. Acele karar vermeden önce, beklentilerinizi yazın. Ve bir kaç güç unutup sonra yeniden okuyun.
2. Hangi rengi sevdiğinize ve en çok hangi renk ile yaşamak istediğinizi iyice düşünün. Sadece “Öyle gerekiyor” diye şartların sizi istemediğiniz bir yöne sürüklemesine izin vermeyin.
3. Koltuk, halı, duvar rengi gibi seçeneklerden önce perde seçmeyin.
4. Başkalarının evinde güzel duran pek çok eşyaya iç geçirebilirsiniz. Herşey yerinde güzeldir. Eşya da, renk de. Neyi beğendi iseniz, onun sizin evinizde de aynı şekilde etki yaratacağından emin olmalısınız.
5. Her yeri eşyalar ile doldurmak zorunda değilsiniz. Boşluğun tadı başkadır. Evinizde eşyalarınız arasında bırakacağınız alanlar çok değerlidir.
6. Eşyalarınız tasarımda birbirleri ile yarışmamalıdır. Renk, doku ve şekil seçimlerinde acele etmeyin. Hepsini birlikte düşünün ancak adım adım satın alın. Yerleştirdikçe, yerinde başka sonuçlar ile karşılaşabilirsiniz.
7. Gözünüzü yoran, aydınlatmayı sağlayan ışık kaynaklarının ortada olduğu ürünlerden ise, ampul gibi ışığın kaynağını görmeyeceğiniz, ancak aydınlık sağlayan ürünler tercih edin.
8. Aydınlık düzeyini istediğiniz gibi ayarlayacağınız dimmer sistemleri seçin. Bazı bölgelerde ışık sensörü kullanabilirsiniz.
9. Yatak odalarınızın keyifli hale gelmesini sağlamak için doğru yatak örtüsü ve nevresim takımı seçin. Yanlış renk ve desen de seçim, uyumsuzluk yüzünden size odanızı keyifsiz gösterecektir.
10. Tek bir renge ve materyala bağlı kalarak aksesuar seçmeyin. Her aksesuarın bir hikayesi vardır. Seçtiklerinizin nerede, nasıl, neyin yanında durduğu önemlidir. Tüm aksesuarlarınızı bir anda satın almayın. Zaman içinde hazmederek ve içinize sinerek seçmelisiniz.
11. Aynalardan ve onları büyük kullanmaktan korkmayın. Onlar size katı duvarların , dar alanların kapılarını açar.
12. Mutsuz zamanlarda dekorasyon için alışverişe çıkmayın.
13. Salonunuz misafirlerin gelmesi için hazırlanmış bir alan değildir. Evinizin heryeri sizin olmalıdır. Önce nasıl bir evde mutlu olurum sorusuna cevap verin.
14. Çok sıkıldığımız kahverengi, yanındaki renkler ile büyüleyici sonuçlar yaratır. Kahverengiyi kullanmaktan çekinmeyin.
15. Renk seçerken, yatıştırıcı özellikte olup olmadıklarına dikkat edin. Satın alırken, seçerken duyduğunuz heyecan, evinizde hissettirmesini istediğiniz duygularını yaratan rengi yanlış algılatabilir. Mekanda yerinde ve doğru ışık ile denemeler yapmalısınız.
16. Sadece sevdiğiniz şeyleri tercih edin, başkalarının sevdiği ve önerdiği şeyleri değil.
17.Yatak odanızı giysi dolapları ile doldurmayın. Yatak odası, yatağınızın odası ve uyku odasıdır. Dolapları bir giyinme odasında değerlendirmek için çaba harcayın. Yatak odanız huzurlu bir uykuya kalsın.
18. İki renk seçtiniz. Üçüncüyü seçerken çok daha fazla düşünün.
19. Aksesuarlarınızı seçerken, yansıttıkları duygusal durumu, renginden daha fazla önemseyin.
20. Kişisel bağlılık duyduğunuz eşyalar tüm dekorasyonunuzu etkiliyor olabilir. Yaratıcılıkta özgürleşemeyebilirsiniz. Önce bağlılık duyduğunuz eşyalar yokmuş gibi hayal kurun. Sonra dekorasyonun içine onları dahil etmeye çalışın.
21. Mekanınızı dekore ederken, duvarlar, yerler ve tavan olarak üçe bölmeden önce, onları bir bütün olarak içine yayılacağınız yeni mağaranız olarak düşünün. Ancak bu mağarada önce nasıl yaşamak istediğinize karar verin. Duvarların şekli, tavanın yüksekliği veya yer döşemesinin engellerine takılmadan özgürce hayal kurun. Sonra hayallerinizi diğer detaylar ile revize edin. Hayallerinizi edit etmekten vazgeçin. Önce hayal kurun. Sınırsızca. Sonra yavaş yavaş nelerin olamayacağına karar verirsiniz. Her düşüncenin ve her hayalin ardından fikrinize engel olan bir bilgi getirmeyin. Erteleyin.
22. Huzurlu bir yatak odasını hak ediyorsunuz. Bunu sağlamak için iç ferahlatıcı renkleri yatak odasında kullanın. Renk doygunluğu yüksek renkleri sevseniz bile , aydınlık gösterecek renkleri tercih edin.
23. Yatak odanızda teknolojik cihazlardan uzak durun. Uyuyacağınız odada laptop veya tv bulundurmamak en iyisi. Zamanın şartları geceleri uzanmışken tv seyretmeye yönlendiriyor. Fakat en iyisi ayrı odalarda bulunmaları. Tv’ye olan bağlılığınızı ölçmek istiyorsanız, salondaki televizyonun karşısında ne kadar uyuya kaldığınıza bakın.
24. Evinize taze çiçekler almayı ihmal etmeyin. Kendinizi sık sık çiçekler ile ödüllendirin.
25. Mumları yakmak için elektriklerin kesilmesini beklemeyin. Mumlarınızı, banyoda, yatak odasında ve salonda her zaman kullanın. Mumları aksesuar olarak kabul etsek de erimelerinde bir sakınca yoktur. Kullanın, keyif alın, sonra yine satın alırsınız.
26. Sarı, kırmızı, turuncu gibi sıcak renklerin özel etkileri vardır. Sıcak doğaları gereği, duygusal durumunuza olumlu etki ederler. Aktif kalmak istediğiniz alanlarda kullanabilirsiniz.
27. Yıkaması, bakımı zor ve ışığı kesen perdelerden kurtulun. Hafif perdelere ve tüllere geçin.
28. Girişinizi açık tonlarda, soft renklerden tercih edin. Unutmayın ki, ışığın en az geldiği bu bölgelerdeki aydınlık seviyesi düşüktür ve hep ışık gerektirir. Işığa rağmen aydınlık ve evinize döndüğünüzde size sıcak bir hoşgeldin diyen bir giriş olması için tek yapmanız gereken, ne renk olursa olsun soft tonlarında kullanmak.
29. Plastik enerjilerden kurtulun. Evdeki aksesuarlarınızda, cam, taş, ağaç,mercan, kristal kullanın. Plastik olan herşeyden kurtulun.
30. Dekorasyona en çok değişmesini istediğin odadan başlamayın. Potansiyel zorlukları ve kararsızlıkları diğer odalar ile atlatın. En son, içinde bulunmaktan hoşlandığınız odayı dekore edin. Tüm alışverişlerde acele etmeden seçim yapın. Satıcıların sizi kandırmalarına ve kendi istediklerini satmalarına izin vermeyin. Kararlı olun, ne istediğinize karar verdikten sonra alışverişe çıkın.
İçmimar ve Feng Shui Uzmanı Funda Ceyhan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder